Blog sahibi avukatlık mesleğinin usta çırak ilişkisi gerektirdiğine inanmaktadır. Kendisini usta değil, kalfa olarak görmesine rağmen, kalfalık sürecinde kullandığı yol ve yöntemleri paylaşarak usta bulamayan çıraklara ulaşmaya çalışmaktadır. Herkesin etkili bir hukuki yardım alma hakkı vardır. Blog sahibinin amacı bu hakkın kullanılmasına zerre kadar da olsa katkıda bulunmaktır.
2 Mayıs 2019 Perşembe
YAŞLI ADAM VE BEYAZ ATI
Bu aralar pek yazmadığım için özür dilerim. Alıntı bir hikaye ile durumu kurtarmaya çalışacağım.
Çin düşünürü Lao Tzu bu öyküyü çok sever, sık sık anlatırmış.
Bir köyde bir yaşlı bir adam varmış… Çok fakir… Öyle dillere destan
bir beyaz atı varmış ki kral bile onu kıskanırmış. Kral at için ihtiyara
neredeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya
yanaşmamış.
“Bu at, bir at değil benim için… Bir dost. İnsan dostunu satar mı?”
Bir sabah kalkmışlar ki at yok. Köylü ihtiyarın başına toplanmış.
Köylü “Bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi. Krala
satsaydın, ömrünün onuna kadar beyler gibi yaşardın. Şimdi ne paran var
ne de atın” demiş.
“Karar vermek için acele etmeyin. Sadece at kayıp deyin. Ondan ötesi
sizin yorumunuz ve verdiğiniz karar. Atımın kaybolması bir talihsizlik
mi, yoksa bir şans mı bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir
başlangıç.
Arkasının nasıl geleceğini kimse bilemez. ”
Köylüler ihtiyara
kahkahalarla gülmüşler. Ama aradan onbeş gün geçmeden at bir gece
ansızın dönmüş. Meğer çalınmamış, dağlara gitmiş kendi kendine. Dönerken
de vadideki on iki vahşi atı peşine takıp getirmiş. Köylüler, ihtiyar
adamın etrafına toplanıp özür dilemişler. Sen haklı çıktın. Atının
kaybolması bir talihsizlik değil adeta bir devlet kuşu oldu senin için.
Şimdi bir at sürün var demişler.
“Karar vermek için yine acele ediyorsunuz. Sadece atın geri döndüğünü
söyleyin. Bilinen gerçek sadece bu. Ondan ötesinin ne getireceğini
henüz bilmiyoruz. Bu daha başlangıç. Birinci cümlenin birinci kelimesini
okur okumaz kitap hakkında nasıl fikir yürütebilirsiniz?”
Köylüler bu defa ihtiyarla açık açık dalga geçmemişler ama içlerinden
sahiden akılsız diye geçirmişler. Bir hafta geçmeden, vahşi atları
terbiye etmeye çalışan ihtiyarın tek oğlu attan düşmüş ve ayağını
kırmış. Evin geçimini temin eden oğul şimdi uzun zaman yatakta
kalacakmış. Köylüler yine gelmişler ihtiyara;
“Bir kez daha haklı çıktın. Bu atlar yüzünden tek oğlun bacağını uzun
süre kullanamayacak. Oysa sana bakacak başkası da yok. Şimdi eskisinden
daha fakir, daha zavallı olacaksın.”
Yaşlı adam “Siz erken karar verme hastalığına tutulmuşsunuz. O kadar
acele etmeyin. Oğlum bacağını kırdı, gerçek bu. Ötesi sizin verdiğiniz
karar. Ama acaba ne kadar doğru. Hayat böyle küçük parçalar halinde
gelir ve ondan sonra neler olacağı size asla bildirilmez.” demiş.
Birkaç hafta sonra, düşmanlar kat kat büyük bir ordu ile saldırmış.
Kral son bir ümitle eli silah tutan bütün gençleri askere çağırmış. Köye
gelen görevliler, ihtiyarın kırık bacaklı oğlu dışında bütün gençleri
askere almışlar. Köyü matem sarmış çünkü savaşın kazanılmasına imkan
yokmuş. Giden gençlerin ya öleceği ya da esir düşüp köle diye
satılacağını herkes biliyormuş. Köylüler yine ihtiyara gelmişler.
“Yine haklı olduğun kanıtlandı. Oğlunun bacağı kırık ama hiç değilse
yanında. Oysa bizimkiler asla köye dönemeyecekler. Oğlunun bacağının
kırılması, talihsizlik değil, şansmış meğer.” Yaşlı adam “Siz erken
karar vermeye devam edin. Oysa ne olacağını kimseler bilemez. Bilinen
bir tek gerçek var. Benim oğlum yanımda, sizinkiler askerde. Ama
bunların hangisinin talih, hangisinin şanssızlık olacağını sadece Allah
biliyor.”
Lao Tzu, öyküsünü şu nasihatle tamamlarmış, etrafına
anlattığında:
“Acele karar vermeyin. O zaman sizin de herkesten farkınız kalmaz.
Hayatın küçük bir parçasına bakıp tamamı hakkında karar vermekten
kaçının. Karar aklın durması halidir. Karar verdiniz mi, akıl düşünmeyi
dolayısıyla gelişmeyi durdurur. Buna rağmen akıl insanı daima karara
zorlar. Çünkü gelişme halinde olmak tehlikelidir, insanı huzursuz yapar.
Oysa gezi asla sona ermez. Bir yol biterken yenisi başlar. Bir kapı
kapanırken yenisi açılır. Bir hedefe ulaşırsınız ve daha yüksek bir
hedefin hemen oracıkta olduğunu görürsünüz."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder