18 Mayıs 2016 Çarşamba

MEMUR MUKTEDİRİN FACEBOOKLA İMTİHANI - BİR ÖMER UĞUR GENÇCAN MASALI

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin başkanı Ömer Uğur Gençcan bir facebook sayfası açmış. https://www.facebook.com/OmerUgurGENCCAN 

(yukarıdaki sayfa 1-2 yıl sonra kapanmış olup güncel sayfa linki için tıklayınız, https://www.facebook.com/OmerUgurGENCCAN )

Popüler bir sayfaymış, sağolsun bolca hukuk paylaşımı yapıyormuş, çoğunu arayıp da bulamayacağınız, uygulamaya ilişkin, HAP formatında bilgiler veriyormuş hatta. Tam da hedef kitlenin, gariban avukatların istediği gibi, kısa, yalın, anlaşılır, ezberlemeye müsait.

Sağolsun, son paylaşımlarından birinde, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin duruşmalara bakışını, duruşma uygulamalarını da özetlemiş,

" ...Duruşma günü en az 20 DOSYA ele alınıp ortalama 40 KİŞİ dinlendiği dikkate alındığında HER KONUŞANA makul süre olarak 3 DAKİKA düşmekte olduğundan konuşma planının buna göre yapılması gerekir.

Tarafların evlenme tarihleri, çocuk sayıları, gerçekleşen talepler, verilen karar ve temyiz sebepleri murafaa öncesi YAZILI ve SÖZLÜ olarak tetkik hakimi tarafından tarafıma bildirildiğinden "BUNLARI SÖYLEYEREK" gereksiz şekilde ÜÇ DAKİKANIZI israf etmeyiniz...


KESİNLEŞEN konular da (Kusur belirlemesi gibi) yeniden konuşarak ÜÇ DAKİKANIZI israf etmeyiniz..."
https://www.hukukihaber.net/mesleki-hukuk/avukatlar-icin-cok-onemli-16-murafaa-kurali-h75505.html

Bu paylaşımı görünce, en son 2003 yılında bu konuda makale okuduğu aklına gelmiş bir kendini bilmez, densiz avukatın. Henüz meslek kıdemim 1 yıl bile değilken kendine çok şey katan bir makaleymiş. (http://www.ankarabarosu.org.tr/siteler/ankarabarosu/tekmakale/2003-3/6.pdf linkinden makaleye ulaşmak mümkün, Yargıtay duruşmalarını, sayfa 112 vd. anlatıyor.) O hevesle okumaya başlamış Ömer Uğur Gençcan paylaşımını.

Ömer Uğur Gençcan paylaşımı ile 13 yıl önce okuduğum makale arasında benzerlikler olduğu gibi aykırılıklar da varmış ama. Memur muktedir Ömer Uğur Gençcan, bizim dairede 3 dakikada savunma yapın diyormuş mesela.

Bir umutla yorumlara bakmış bizimki, nedense gariban avukatlara umut bağlamış. Umudu boşa çıkmış, yorum yapan avukatların tamamına yakını övmüş paylaşımı, 3 dakika duruşmada konuşmayı, en güzel kumaşlara sarmışlar, öpmüşler önce, sonra başlarının üzerinde bir yere koymuşlar.Padişahım çok yaşa demişler.

Sadece, Ömer Uğur Gençcan'ın, facebook arkadaş olmaya mazhar olabilenlerin yorumuna açık paylaşımına, "1. Lütfen 3 dakikalık bir video çekin ve 3 dakikada nasıl savunma yapılır bize gösterin. 2. Olay anlatmayın tetkik hakimi anlatıyor yazmışsınız, ya tetkik hakimi olayı yanlış anlamış ise? 3. Kesinleşen konulardan kastınız ne? Türkiye de hangi hususun temyiz edilmemekle kesinleştiği konusunda Yargıtay hem fikir mi? Not: Sosyal medyayı kullandığınız ve görüşlerinizi paylaştığınız için tebrik ederim." içerikli bir şeyler yazmış bizim hem densiz hem de gariban avukat.

Memur muktedir Ömer Uğur Gençcan heybetle ayağa kalkmış önce, kendini İstanbul önünde gemileri yürüten Fatih gibi hayal etmiş, 3-5 dakika içinde silmiş yorumu, engellemiş densiz gariban avukatı. Zannetmiş ki, artık kendisini de, yorumlarını da göremez bizim hem densiz hem de gariban avukat.

İşte o muktedir, tüm kudretiyle facebooka geldiğinde, her şeyin Yargıtay 2. Hukuk Dairesindeki gibi olacağını zannediyormuş kuşkusuz. Soruları hep o soracakmış, kararları hep o verecekmiş, kürsüdeki gibi her şey onun iki dudağı arasında olacakmış. Ama olmamış, gavur icadıymış Facebook, memur muktedirlere göre değilmiş.

Facebook, memur muktedirin maskesini çabuk düşürmüş, o gülen yüz, o paylaşımcı ruh, pek de çabuk yasakçı olmuş.

Sormuşlar densiz, gariban avukata, "Üzüldün mü?" "Üzüldüm" demiş. "Şaşırdın mı?" "Şaşırmadım" demiş.

"Ömer Uğur Gençcan, memur muktedir ne de olsa, iktidar alanında hep pohpohlanmış, eleştirilmemiş, ayıpları marifet gibi anlatılmış, hataları sisteme, iş yoğunluğuna mal edilmiş" diye girmiş konuya.

"Kendisinin 1980'lerden, benim 2003'ten beri, diğer avukat, hakim, savcı ve bilirkişilerle, ocağına incir ağacı diktiğimiz, yerlerde sürünen,  muktedirlerin oyuncağı olan yargıyı görmemiş bu memur muktedir, hep mahkemesini övmüş, dairesini övmüş,  bir yılda ne kadar iş çıkartıklarını, ne büyük özveriyle çalıştıklarını anlatmış hep. 

Yarın işim düşer diyen şakşakçı yurdum insanı da,  onu övmüş hep, he babam demişler, de babam demişler, sensin demişler. 

Biri de çıkıp, hepiniz bu kadar iyiyseniz bu milletin, bu memleketin, bu mahkemelerin hali nedir dememiş tabi.

Az bekleyin, mahkeme kadıya mülk değil, gün gelir, devran döner, masal bu ya, araba zannetiğinin, zamanı dolduğunda özüne döner balkabağı olur, kurbağa zannettiğini de prenses öper de, kurbağa kendini prensesler arasında prens bulur..." demiş.

18Mayıs 2016, Ankara

2 yorum: