27 Mayıs 2016 Cuma

CÜBBELİ GÜNLER 3 - İFLAS TAKİBİ BİR ÇÖZÜM OLABİLİR Mİ?

Adi ortaklığı oluşturan şirketler aleyhine yaptığımız 3 ayrı takip kesinleşmişti.

Ortaklardan biri Adana'dan İstanbul Anadolu Adliyesi sınırlarına nakil giderek iflas erteleme alınca elimizde diğer ortak kalmıştı.

Elimizde kalan ortak adına kayıtlı araçlara haciz konuldu. TOKİ vs. yazılan 89/1 lerden sonuç çıkmadı, zira istihkaklar temlik edilmişti. Araçlar üzerinde ise birden fazla haciz vardı ve kısa sürede borcun tahsili mümkün görünmüyordu. Vergi dairesine gönderdiğimiz 89/1 ler de işe yaramamıştı.

Borçlu şirket ile ilgili google araması yaptığımda hala ihalelere girmeye devam ettiğini, başka bir şirketi pilot ortak olacak şekilde TOKİ vs. den ihale aldığını fark ettim. Borçlu olmasına rağmen bu şirketin hala ihalelere girmesi, şirketin iş bitirme yeterliliği vs. gibi nedenlerle bir değeri olduğuna karineydi.

Ticaret sicilinde kayıtlı ama fiilen faaliyet göstermeyen bir şirket aleyhine iflas takibi yapmak alacaklıya bir şey kazandırmaz. Ancak iyi işler yapan bir şirketin iflasının istenmesi halinde bu hamle borçlu şirketin ticari faaliyetlerini sekteye uğratabileceğinden borcun ödenmesi konusunda iyi bir zorlama aracı olabilir.

3 ayrı icra dosyası olmasının da verdiği avantajla alacaklının onayını aldım ve dosyaların sadece birinde aşağıdaki başvuruyu yaptım.

"İcra ve İflas Kanunu madde 43, "...Bu yollardan birini seçen alacaklı bir defaya mahsus olmak üzere o yolu bırakıp harç ödemeksizin diğerine yeni baştan müracaat edebilir." kuralına yer vermektedir. İş bu takip haciz takibi olup borçlular iflasa tabi tüzel kişi tacirdir. Anılan İİK madde 43 uyarınca haciz takibini iflas takibi yapıyoruz. Bu nedenle borçlulara iflas ödeme emri gönderilmesini talep ediyoruz. İflas takip talebimiz eklidir. 

Borçlulardan .....hakkında 16 Temmuz 2014 tarihine kadar iflas erteleme kararı verilmiş olup ticaret sicili örneği ektedir. Bu nedenle anılan şirkete bu aşamada ödeme emri tebliğ  edilmesine gerek yoktur ve bu nedenle posta pulu eklenmemiştir.
Diğer borçluya tebligat yapılması için posta pulu eklenmiştir."

Ödeme emrini tebliğ alan borçlu icra dairesine itiraz ettiyse de itirazı aşağıdaki gerekçe ile reddedildi,

"Borçlu ....Ltd.Şti. vekilinin 02/05/2014 tarihli itiraz dilekçesi incelendiğinde takibin örnek 10 kambiyo senetlerine özgü takip şekli olup, her türlü itiraz ve şikayet mercii icra hakimliği olduğundan itirazın REDDİNE, takibin devamına karar verildi. 06/05/2014"

Sonrasında o güne kadar bizi ciddiye almayan borçlu önce ayıp ihtarı vs. gönderdi. (temel ilişki eser sözleşmesinden kaynaklanıyordu) Sonrasında icra dairesi işlemine karşı dava açtı. İcra Hukuk Mahkemesi,

"Şikayetçi dava dilekçesinde, takibin  kambiyo senetlerine özgü takip şekli olmasına rağmen  ödeme emrinin örnek 12  olması nedeniyle,   06.05.2014   tarihli red kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....Örnek 12 kambiyo senetlerine özgü  iflas yolu ile takipte ödeme emridir . Borçlu ödeme emrinin kendisine  tebliğinden itibaren  5 gün içerisinde icra  dairesine bildirmek zorundadır (.İİK nun 171/3 ,172 madde ) buna göre borçlu süresinde  icra dairesine itirazını vermiştir .Ödeme emri itirazı ile  iflas takibi durur. İcra Müdürlüğünün aksine yaptığı işlem doğru değildir . Buna göre  06/05/2014 tarihli  icra müdürlüğü işleminin iptaline,  karar verilmesi kanaatiyle aşağıdaki  hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Şikâyetin kabulüne , Ankara 20 İcra Müdürlüğünün  06/05/2014 tarihli işleminin iptaline , takibin durdurulmasına..." 

karar verdi.

Bunun üzerine borçluya iflas davası açmaktan başka seçeneğimiz kalmadığı, 1 hafta içinde ödeme yapmaz ise hukuksal sürecin devam edeceği bildirilmiştir.

Borçlu, 3 ayrı icra dosyasında da adi ortaklığın borçlu olduğunu, adi ortaklıktaki hissesinin % 50 olduğunu, hissesine düşen borcu ödemeye hazır olduğunu bildirdi.

Takip türünün değiştirilip iflas takibine geçilmesinden 1 ay sonra uzlaşma sağlandı ve iflası istenen borçluya düşen borç tahsil edildi.

Kuşkusuz bu usulün her seferinde başarılı olacağını iddia etmiyorum. Ama yine de aklınızın bir kenarında bulunsun derim :)

Not: Geçenlerde bir işçi alacağında, müvekkil adayından telefonda işveren bilgilerini aldım. Kendisibüroma gelene kadar işvereni ticaret sicili ve e vergi levhası aracılığı ile araştırdım. İşveren, 3 ayrı şirketin ortaklığı ile kurulan bir şirketti. Google a göre hem işveren hem de ortakları büyük işler yapıyorlardı. Müvekkil adayı da mali müşavir olduğu yani söylediklerimi anlayabileceği için ona iş davası yerine ihtar + iflas takibi seçeneğini önerdim. İhtarnamede ödeme yapılmaz ise İFLAS TAKİBİ yapacağımızı belirttim. İflas takibine gerek kalmadan ihtar sonrasında mesele çözüldü :)

3 yorum: