30 Ocak 2017 Pazartesi

HUKUK ÖĞRENCİLERİNİN AVUKATLIK BÜROSUNDA ÇALIŞMASI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

Avukatlık bürolarında, büyük ölçüde, belli derecede hukuk bilgisi gerektiren işler yapılır. Dava dilekçesi yazmak, davaya cevap vermek, bilirkişi raporuna itiraz etmek, istinaf, temyiz dilekçeleri yazmak hem belli derecede hukuk bilgisi hem de mesleki tecrübe gerektirir. Bu nedenle, hukuk öğrencileri, avukatlar açısından yardımcı eleman işlevi göremez.

Hukuk öğrencisi, bu konularda yetkin olmadığı için, belirttiğimiz dilekçeleri yazmakta zorlanır. Bu nedenle, çalışmaya kalksa da, başarısız olma ihtimali yüksektir. Olası bir başarısızlık, kendisini yetersiz hissetmesine yol açabilir ve mesleği iyi yapmak için girdiği iş, meslekten uzaklaşmasına yol açabilir.

Avukatlık bürolarında, hukuk öğrencilerine ancak kalem işleri, yani getir götür işleri verilebilir. UYAP'ın yaygınlaşması ile bu işler de azalmıştır. Bunları yapsanız bile size çok şey kazandırmaz. Onun için hukuk öğrencilerine avukatlık stajına kadar sabretmelerini öneriyorum.

Hukuk öğrencilerine mesleki gelişim için başka önerilerim de var tabi.

Mesela, bol bol roman okumaları ve öğrenciyken bir şeyler yazmaya başlamaları.

Detayı https://www.youtube.com/watch?v=UW_zMhAHql8 linkindeki videomuzda var. Özetle, kalın kalın dosyaları okumaktan sıkılmamanız, hızlı okuma yeteneğine sahip olmanız için bol roman okumanız lazım. Roman okumak kelime hazinenizi geliştirir, Türkçeyi iyi kullanan yazarları okumanız kaydıyla, size de iyi anlatma yeteneği verir.

Yazmaya gelince, akademisyen olursanız tez, makale, kitap, avukat olursanız dilekçe, hakim olursanız karar, savcı olursanız iddianame yazacaksınız. İyi yazmak, anlaşılır yazmak, yazdığınızı özlü, etkileyici yazmak için şimdiden yazmaya başlamanız lazım.

Erken kalkan yol alır demiş atalar... İster günlük yazın, ister karar özeti, ister makale, isterseniz komşunun bahçesini anlatan deneme. Ama yazın, benim ki gibi bir blog açın ve yayımlayın. Okuyucular eleştirsin, gülsün, dalga geçsin, alkışlasın. Çekinmeyin ve de alkışlandığınızda gaza gelmeyin.

Ben özellikle karar incelemesi yazmanızı öneririm. İlginiz olduğu alanda Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Danıştay veya Yargıtay kararı bulun, okuyun, anlamaya çalışın ve özetlemeye çalışın. Hem yazmış hem de mahkemelerin uyuşmazlığı çözme usulüne, anlatma, yazma tekniğine aşina olmuş olursunuz.

Diğer bir önerim ise, basit diyebileceğimiz hukuksal sorunlarınızı, bizzat çözmeye çalışın. Mesela sizin veya ailenizin tüketici hakem heyeti sınırındaki uyuşmazlıklarının dilekçelerini siz yazın, hatta ailenizi hakem heyetine başvurmaya ikna edin. (En kötü senaryoda 100 - 1.000 TL arası bir mahkeme masrafınız olabilir, detayı uzun, konuyu dağıtmayayım, yine de bir avukattan akıl alın) Veya normalde dedikodu malzemesi yaptığınız konuları, dilekçe haline getirip, muhatabına BİMER üzerinden gönderin. Mesela otobüs geç mi geliyor, mahallenize çöp arabası gelmiyor mu, sokaktaki kaldırımlar mı sökülmüş, parktaki oyun parkında çalışmayan alet mi var, sorumlusunu, yani sorunu çözme makamını, belediye, valilik vs. araştırın, oralara dilekçe verin. İdare hukukuna giriş yapmış olursunuz.

Ayrıca, tüm işlerinizi kendiniz yapmaya çalışın. Özellikle uçak, otobüs bileti vs. alma, kira sözleşmesi yapma gibi. Çünkü, bu tip sözleşmelerden kaynaklanan davalar, meslek yaşamınızda önünüze geldiğinde, hukuk bilmenin yeterli olmadığını, maddi vakıayı da iyi anlamak gerektiğini göreceksiniz. Kendi işinizi kendiniz yapmanız, tecrübenizin artmasını sağlayacak, tecrübe ettiğiniz işlerden kaynaklanan davalara kısa sürede hakim olmanızı sağlayacaktır. Mesela N11, Gittigidiyor,sahibinden ve Aliekspress gibi sitelerden alışveriş yapanlar veya internet bankacılığı kullananlar, o sitelerin çalışma mantığını bildiği için, anılan siteler üzerinden yapılan alışverişlerden kaynaklanan davalarda, doğru delillere daha çabuk ulaşacak, müvekkiline doğru sorular sorarak güven verecek, mahkemeye meseleyi doğru bir biçimde anlatacaktır.

Bulunduğunuz şehrin adliyesini, mesleği tanımak için elverişli bir mekan haline getirin. Ayda bir defa arkadaşlarınızla duruşma seyretmeye gidin. Duruşmalar halka açıktır. Daha çok, Salı, Çarşamba, Perşembe günleri öğleden önce yapılır. İdare mahkemesi duruşması seyretmeyi de ihmal etmeyin. Hatta, şehrinizde bölge adliye mahkemesi varsa onun da duruşmalarını izlemeye gidin.

Son önerim ise okula yönelik. Lütfen ezberlemeyin, anlamaya çalışın. Mesela hocanız bakanlar kurulu kararını mı anlattı, google veya Resmi Gazete internet sitesini kullanıp 1-2 tane bakanlar kurulu kararı okuyun. Derste senet veya çek mi anlatıldı. Birilerinden rica edin, çek, senet göstersinler size, dokunun, önüne arkasına bakın, ticarette nasıl kullanıldığını sorun, olmadı google da inceleyin. Usul hocanız duruşmayı mı anlattı, bulunduğunuz şehrin adliyesine gidip duruşma seyredin. Araştırma, soru sorma, sorunun cevabını bulma gibi tutumlar geliştirin. İnterneti doğru kullanarak iyi araştırmalar yapabilir, sorularınıza çabuk ve masrafsız bir yolla cevap bulabilirsiniz.

Avukatlık bir kariyer mesleğidir. 1 yıllık avukat ile 30 yıllık avukat kanunen eşit olsa da tecrübe ve bilgileri eşit değildir. Öğrencilikten itibaren kendinizi iyi yetiştirirseniz başarılı olmamanız için sebep yok. Öğrencilik yıllarında veya mesleğin ilk yıllarında, yetersizlik, eksiklik duygusu moralinizi bozmasın, aksine kısa sürede, doğru bir şekilde tecrübe sahibi olmak için sizi motive etsin.

Başarılar dilerim :)

Not: Yazıyı yayımladıktan sonra sosyal medyada paylaştım. Lehe ve aleyhte yorumlar geldi. Sosyal medya yorumlarını, bu yazının altına da taşımalarını istedim. Bloga da yorum yapanlar oldu. Karar vermeden önce, bu yazının altındaki aleyhe olan yorumları da okuyun lütfen.

7 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Görüşünüze katılmadığımı, özellikle 3. Sınıfı bitirmiş olan hukuk öğrencileri açısından, belirtmek isterim. Ben ikinci sınıftan itibaren her yaz en az bir ay çalıştım fakultedeyken. 2. Sınıf erken, belki büro için külfet olmuş olabilir, bunu kabul ediyorum, ancak 3. Sınıfta öğrenci artık temel derslerin çoğunu artı bütün usul derslerini almış oluyor. Bir hukuk öğrencisinin avukat yanında kısa süreli staj yapmasının amacı büroya veya avukata yardımcı olmak değil, henüz stajyer avukat olmadan ve böylece bir avukata göre az olsa dahi, yine de mevcut olan sorumluluklar sırtına yüklenmeden önce mesleğin işleyişine ilişkin bilgileri yavaş yavaş edinmeye başlamasıdır. Bu bilgiler gerek adliyelerde yolunu nasıl bulacağını, kalem memurları, mübaşirler, hatta hakim ve savcılarla nasıl iletişim kuracağını, işlemleri hangi usulle yapacağını görmek, gerek basit bir mazeret dilekçesi veya temyiz için süre tutum dilekçesi sunarak uyap'ın işleyişini görmek, gerek mesleğe başladığında sınırsız ihtiyaç duyacağı hukuki bilgisayar programlarını öğrenmek, karar veritabanlarını tarayarak karar araştırması yapmak, bir dilekçe yazmak için gerekli ön hazırlıkları görmek, gerekse de avukatın inisiyatifi ve denetiminde delil listesi, mazeret dilekçesi, bilirkişi raporunun kabul edilmesi beyanı gibi, uygulamada bizim için son derece basit olan ve üzerinde düşünmediğimiz, fakat hiçbir dilekçe kaleme alma deneyimi olmayan bir öğrenci için çok önemli bir ilk adım olabilecek dilekçeleri kaleme almak olabilir. Ayrıca bu stajlar öğrencilere farklı büro ve avukatlarla çalışma imkanı tanıyarak farklı tarzları görmelerini de sağlamakta. Canım bunlar stajda da öğrenilir diyebilirsiniz ama maalesef o kadar kolay olmuyor. Hiçbir pratik eğitimin olmadığı hukuk eğitim sistemimizde 4 yıllık eğitim üzerine bir stajyer avukat, özellikle istanbul gibi iş yükünün çok, rekabetin fazla olduğu büyük şehirlerde stajyer avukatlardan neredeyse bir avukattan talep edilecek işler talep edilebiliyor. Ayrıca stajyer avukatın, meslekle doğrudan ilgisi olmayan ama işin yapılması için pratik anlamda gerekli olan bu bilgileri okulda hiç öğrenmeden doğrudan avukat yanında stajda öğrenmeye çalışması, belki de avukat yanında geçireceği 6 ayda bir dava dilekçesini tek başına yazabilecek, bir dosyanın baştan sona takibini yapabilecek noktaya hiç gelememesi demek. O nedenle bu tip işin uygulamalarının öğrenilmesi için öğrencilik stajının, özellikle 3. Sınıf sonrasında gerekli olduğunu, avukatlık stajında ise bu altyapıyla staja başlanarak bir avukatın işlerinin "esası" nedir'in öğrenilmesinin çok daha hızlı ve kolay olacağını düşünüyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler, okuyucunun her iki görüşü de okumasında fayda var.

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
  3. Bence öğrenci biraz öğrencilik hayatının tadını yaşamalı bu tür şeyler Zaman olarak baya emek gerektiren işler en fazla bunları yapabilecek en fazla yüzde 3 tür . Öğrencilik hayatından yapmadan bunları hayatınınmı bitiyor.herked her zaman kendisini önemli olan istek ve kararlılıktır

    YanıtlaSil
  4. Avukatlık mesleği sadece dava ve takiplerden oluşmamaktadır. Bilindiği üzere avukatlık mesleğinin esnaflıktan çok da farkı kalmamıştır. Bu sebeple serbest avukatlık yapan bir meslektaşın mevzuat ve uygulamayı bilmenin yanında diğer bazı yetilere de sahip olmalıdır. Avukatlar bilgi ve beceri ile hukuki yardımlarda bulunmakla hayatını idame ettirir. Dolayısıyla müvekkil ile iletişim kurma becerisi bir avukat için olmazsa olmazdır. Bu noktada yazarın düşüncelerine katılmıyorum. Öğrencilik zamanlarında hukuk bürosunda çalışan bir hukuk fakiltesi öğrencisi müvekkil ile nasıl iletşim kurulacağını , müvekkil ile arasında nasıl bir mesafe bulunması gerktiğini, müvekkil veya borçludan nasıl para isteneceğini , adliye personeli ile iletişimin nasıl olması gerektiğini , büronun nasıl işlediğini , dosyalamanın nasıl olcağaını kolaylıkla öğrenecektir. bu zaman zarfında bir çok avukatla tanışacak ve kendi geleceği henüz öğrenciyken kafasında şekillenecektir.Tüm bunlar avukatlık stajında da kolaylıkla öğrenilmmektedir. Ancak bu tecrübeleri henüz üniversite öğrencisi olduğu yıllarda öğrenen bir hukukçu staja başladığında kendinden emin bir stajyer olacak ve çoğu acemiliği üzerinden atmış olduğundan diğer meslektaşlarına göre çok daha kısa sürede öğrenecektir. Öğrencilik yıllarında hukuk bürosunda çalışan bir hukuk fakültesi öğrencisi derslerde gördüğü bilgileri çok daha çabuk kavrayacak ve kafasında oturtabilecektir.Son olarak iletişim konusunda zayıf olduğunu düşünen öğrencilere tavsiye olarak hukuk bürosunda çalımasalar dahi yazlarını bir kafe veyahut insan sirkülaysonu fazla olan bir işletmede çalışarak iletişim yeteneklerini geliştirmelerini tavsiye ederim.saygılarımla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Katılıyorum, 30 yaşıma geldim ve hâlâ üniversitede çalışmamanın verdiği zorluğu yaşıyorum. İlk sınıftan itibaren çalışmış olsam en azından piyasayı görür ve okulu bırakabilirdim ya da geleceğe dair planlarım daha ayakları yere basan cinsten olurdu. Okul 25 yaşında bitti, 1 sene staj, 1 sene askerlik, 1 sene home-ofis cmk işleri, 28 yaşımı bitirdim. Şimdilerde herkes tecrübe arıyor, ama icra ameleliği için tecrübe aramıyorlar. Okuyorum, dinliyorum, üniversitede kaçırdığım tüm tecrübe fırsatlarını şimdi değerlendirmeye çalışıyorum.

      Sil