1 Şubat 2024 Perşembe

DEPREM DAVALARINDA ÇEVRE BAKANLIĞI VE BELEDİYELERİN RESEN RİSKLİ YAPI TESPİTİNDEN KAYNAKLANAN SORUMLULUĞU

  1. 6306 Sayılı Kanunla Çevre Bakanlığına resen riskli yapı tespiti yetkisi verilmiştir. İdare 6306 Sayılı kanundan önce sadece kaçak yani ruhsatsız yapıları veya çökme tehlikesi bulunan metruk vs yapılara ilişkin denetleme yetksine sahipken 6306 Sayılı Kanunla idareye depreme karşı dayanıksız yapıları resen tespit etmek görevi verilmiştir. İdareye talep veya emir olmadan  yani resen olası bir depremde risk doğrucak yapıları tespit etme, güçlendirilmemesi halinde yıkma görevi verilmiştir.  Hatta bir yapı ruhsatlı dahi olsa idarenin resen riskli yapı tespiti yetkisi vardır. Bu tespit yetkisi aynı zamanda idare açısından bir görevdir.
  2. Kanunun 3. Maddesi uyarınca resen riskli yapı tespiti yapma yetkisi bakanlıktadır. (Çevre Bakanlığı)
  3. Aynı madde uyarınca bakanlık idareye yani belediyelere de bu yetkisini devredebilir. Bu yetkinin belediyelere de devredildiğine dair idari yazıya aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. (1 nolu belge) https://drive.google.com/drive/folders/1LBnsirDdjraztMt--25kjSTJxu9Kscc2?usp=drive_link
  4. Bakanlığın resen riskli yapı tespitim var dediği savunmasına paylaştığımız linkten ulaşabilirsiniz. (aynı linkte 2 nolu belge)
  5. Gaziantep Valiliğinin idarenin resen riskli yapı tespitim var dediği savunmasına paylaştığımız linkten ulaşabilirsiniz. (aynı linkte 3 nolu belge)
  6. Şehitkamil (Gaziantep) Belediye Başkanlığının resen riskli yapı tespitim var dediği savunmasına paylaştığımız linkten ulaşabilirsiniz. (aynı linkte 4 nolu belge)
  7. Gaziantep idare mahkemeleri ile bölge idare mahkemesi 2. Dava dairesinin idarenin keyfi bir şekilde resen riskli yapı tespiti yapma yetkisi vardır kararlarına paylaştığımız linkten ulaşabilirsiniz. (aynı linkte 5 ve 6 nolu belge)
  8. Belediye başkanına ait olduğunu düşündüğümüz resen riskli yapı tespiti yetkisinin belediye encümeni tarafından kullanıldığına dair örneğe paylaştığımız linkten ulaşabilirsiniz. (aynı linkte 7 nolu belge)
  9. Bu işlere az çok kafa yoran bir avukat olarak görüşüm şöyledir: 
    1. Hem bakanlık hem de büyükşehir, il ve ilçe belediyelerinin resen riskli yapı tespiti ilkeleri belirlemeleri gerekirdi. Yani madem 6306 Sayılı kanun onlara resen riskli yapı tespiti yetkisi vermiş, bu yetkinin objektif ilkeler çerçevesinde ve belli bir program dahilinde kullanılması zorunludur. (Ancak 5 ve 6 nolu mahkeme kararlarına göre objektif ilkelere gerek yoktur. Keyfilik esastır)
    2. Fay hatlarının üzerindeki binalardan başlamak üzere bu yetki kullanılabilirdi. Kullanılmamıştır.
    3. Veya kaçak ruhsatsız yapılardan başlamak üzere bu yetki kullanılabilirdi. Kullanılmmamıştır.
    4. Veya zemin etüdü olmayan yapılardan başlamak üzere bu yetki kullanılabilirdi. Kullanılmamıştır.
    5. Veya zemini dere yatağına vs denk gelen yapılardan başlamak üzere bu yetki kullanılabilirdi. Kullanılmamıştır.
    6. Bilebildiğim kadarıyla ne bakanlık ne de belediyeler objektif kriterleri belirlemediler. Bu yetkilerini keyfi kullandılar. Hatta bakanlık savunma dilekçesinde herhangi bir yapının riskli olup olmadığı resen tespit ederim dedi. ( aynı linkte 2 nolu belge)
  10. Sonuç olarak resen riskli yapı tespiti hem bakanlık hem de belediyeler açısından 6306 Sayılı Kanun uyarınca bir görevdir. Bu görevini yerine getirmeyen bakanlık ve belediyeler en azından fay hattı, dere yatağı ve ruhsatsız yapılar yönünden bu yetkilerini kullanmadıkları için sorumludurlar. Yani riskli yapıları denetleme görevlerini kullanmadıkları için depremde oluşan zarardan sorumlu tutulmaları gerekir.
  11. Yapı kayıt belgesine sahip yapılarda resen riskli yapı tespiti yapılmasına engel yoktur. İmar Kanunu Geçici madde 16'daki, "Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır." kuralını tazminat davalarına yönelik düşünmek gerekir. Cezai sorumluluğu kaldırmamıştır. 6306 Sayılı Kanundaki resen tespite yönelik bir sınırlama yoktur.
  12. Meselenin cezai kısmına gelince, belediyeler açısından resen riskli yapı tespitine karar vermek yetkisi bana göre belediye başkanına aittir. Yani cezai yönden yargılanması gereken belediye başkanıdır. Gerekçemi bir dilekçemden kopyala yapıştır yapmak suretiyle aylaşıyorum.
    1. Belediye Kanunu madde 3/b uyarınca, belediyenin organları, “Belediye meclisi, belediye encümeni ve belediye başkanı”dır. Bu üç organın görevleri Belediye Kanunda ayrı ayrı düzenlenmiştir. Belediye meclisinin görevleri madde 18’de, Belediye Encümenin görevleri madde 34’te, Belediye Başkanının görevleri ise madde 38’de açıkça yazılmıştır.
    2. Kanun, belediye MECLİSİ ve belediye ENCÜMENİ’nin görevlerini numerus clausus düzenlemiştir. Yani, belediye MECLİSİ veya belediye ENCÜMENİ, Belediye Kanunu veya diğer kanunlarda kendilerine açıkça verilen görevleri yapabilirler.
    3. Belediye Kanunu veya diğer kanunların, belediyeye görev veya yetki olarak verdiği ama hangi belediye ORGANINI görevlendirdiğini veya yetkilendirdiğini yazmadığı durumlarda, Belediye Kanunu madde 38/p'deki, “Kanunlarla belediyeye verilen ve belediye meclisi veya belediye encümeni kararını gerektirmeyen görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak” kuralı uyarınca belediye başkanı yetkilidir.
    4. Dava konusu işleme dayanak 6306 Sayılı Kanun veya uygulama yönetmeliği, idarelere belli koşullar altında resen uygulama yetkisi vermiş ise de; bu yetkiyi hangi belediye ORGANININ kullanacağını düzenlememiştir. Bu durumda, Belediye Kanunu madde 38/p uyarınca 6306 Sayılı Kanun kapsamında resen tespit yapılması kararını ancak ve ancak BELEDİYE BAŞKANI alabilir.
  13. Bakanlık yönünden bu yetkinin kimde olduğu konusuna zaman ayırmadım, beni affedin lütfen.
  14. Resen riskli yapı tespiti yetkisini kullanmayanlar hakkında bu aşamada cezai şikayet yapmanızı önermem. Belediye başkanlarının çoğu Ak Partili. Soruşturma izni alınmadan yargılanamazlar. İçişleri Bakanı Ak Partili. Cumhurbaşkanı Ak Partili. Yani soruşturma izni verilmeyecektir. 2028 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar şikayet dilekçelerinizi bekletmenizi öneririm.
  15. İdare aleyhine açacağınız tam yargı davalarında bu argümanları ve paylaştığım belgeleri kullanabilirsiniz. Benden izin istemenize gerek yoktur.
  16. İdare mahkemelerinin artık idare mahkemesi olmadığını, idarenin mahkemelerine dönüştüğünü unutmayın lütfen. Yani idare mahkemeleri idareyi yargılamak yerine davacıları yargılamaya, keyfi dilekçe ret kararları vermeye çalışıyorlar. Esaslı iddialarınızı gerekçeli kararlarında tartışmıyorlar. İdareyi haklı çıkarmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Hakim olarak benim anam ağlamasın, tayinim çıkmasın, düzenim bozulmasın, vatandaşın anası ağlasın yaklaşımıyla suya sabuna dokunmamaya çalışıyorlar. (Yüzde 10-20 civarındaki istisnai hakimleri tenzih ederim)….

 Not 1:Paylaştığım belgelere konu resen riskli yapı tespiti iskanlı yani yapı ruhsatına sahip bir binaya yönelik yapıldı. Detayına https://kisadalga.net/yazar/marinamiz-yoktu-evimize-coktuler_7846 linkindeki yazıdan ulaşabilirsiniz.

2 yorum:

  1. Elinize sağlık kemal bey. Çok faydalı bir paylaşım 💯💯💯. Üzerinde düşünülmesi gereken bir konu kesinlikle 💫👏👏

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Reşit Bey. Ayrıca yazıyı tekrar okuyunca aklıma geldi. Başka bir argüman yazayım. AFAD her şehrin riskli alanlarına, yerlerine ilişkin rapor vs. hazırlamıştır. Antep için böyle bir rapor olduğunu hatırlıyorum. Linkini paylaşıyorum. Bu raporlar hazırlandıktan sonra idarenin rapora konu yerlerde rapor çerçevesinde RESEN RİSKLİ YAPI TESPİTİNE başlaması gerekirdi. https://gaziantep.afad.gov.tr/kurumlar/gaziantep.afad/E-Kutuphane/Il-Planlari/Gaziantep-IRAP.pdf

      Sil